Pages

16 Mayıs 2017 Salı

Tarihsel Bakış Açısıyla Medyanın Güçlü Etkiler Kuramı: Sihirli Mermi/ Hipodermik Şırınga Modeli

Dünya, her yerini gezemeyeceğimiz, bütün farklılıklarını tecrübe edemeyeceğimiz kadar büyük bir yer.  Bu yüzden insanlar için hayat binlerce yıl boyunca yalnızca kendi yaşadıkları,gördükleri, hissedebildikleri çevreler,kişiler ve olaylardan meydana gelen özgün bir süreçti.


 Fakat günümüzde bu durum tamamen değişmiş durumda. Biz oturduğumuz koltuktan dünyanın bambaşka köşelerindeki hayatlara tanık olabiliyor, onların hayattaki faaliyetlerini hiç de oralara gitmeden yaşama şansına sahip oluyoruz. Bunu sağlayan mucizenin adı ise hepimizin malumu: Medya. Araç anlamına gelen ‘’medium’’ kelimenin çoğul halidir medya. Duygu,düşünce,bilgi,veri vb. her şeyin aktarıldığı ortam olarak tanımlayabiliriz medyayı. Bu bağlamda televizyon,radyo,kitap,karikatürler ne kadar medya ise bir etiket, bir kitap kapağı veya giydiğimiz tişörtün kendisi- üzerinde yazılar ve semboller olması durumunda- birer medya olarak adlandırılabilir.


Medya kelimesini duyduğumuzda ilk olarak büyük insan grupları için yayın yapan haber medyası aklımıza gelir. Televizyon kanalları, radyolar ve günümüzde sosyal ağlar kitleler için üretilen haberlerin bu insan topluluklarına iletilmesini sağlayan mecralar olarak öne çıkmaktadır.
Bu medyalar, zengin medya patronlarının veya birçok ulusaşırı şirketin ortaklığında , bizlerin izleyeceği,dinleyeceği,okuyacağı, bilgilendirici,eğlendirici,sosyalleştirici kültürel ürünleri bize sunmaktadır. İşte tam da burada hayatın ve gerçeğin algılanma şekli değişime uğramaktadır. Daha önce kendimizin yaşayarak edindiği bilgiler artık bizim tecrübemizden ortaya çıkmaktan ziyade, başkaları tarafından üretilen ,biçimlendirilen ve insanlara sunulan bir olgu haline gelmiştir. Bu da insanların gündelik yaşamlarındaki yaşayış biçimlerinden hayatı anlamlandırmalarına, bilgi edinmelerine, hayal kurmalarına kadar birçok şeye etki etmiş, onları dönüştürmüştür.



‘’Medyanın etkileri ‘’ kavramı birçok düşünür, bilim insanı tarafından araştırma konusu olmuş, bu konular hakkında çeşitli görüşler ortaya atılmıştır. Ben de bugün sizlere, ilk iletişim çalışmalarından ‘’ Sihirli Mermi/Hipodermik İğne’’ kavramından bahsederek, bu kavramın iddialarını sizlere anlatmaya çalışacağım.
1800’li yıllarda batı Avrupa’daki önemli sanayi hareketleri sonucunda, köylerde ve küçük kasabalarda yaşayan,el işi,zanaat ve tarım ile uğraşan kişiler fabrikalarda iş bulma düşüncesiyle büyük sanayi şehirlerine göç etmişlerdir. Sanayi devriminin en yoğun yaşandığı bu yüzyılda şehirlerin nüfusu kat kat artmıştır. Bunun sonucunda, bugün adına ‘’kitleler’’ denilen, kalabalık sayıda insanların bulunduğu büyük sanayi şehirleri ortaya çıkmıştır.
  
Büyük toplumsal dönüşümlerin yaşandığı bu dönemde, medya da sosyal değişimden etkilenmiştir. Sanayi devrimi öncesi el yazmalarıyla, kısıtlı sayıda insana ulaşabilen ilk gazeteler, matbaanın gelişkin formunun da yardımıyla bu kalabalık insan gruplarının hepsine ulaşabilecek yaygınlıkta haber üretebilme kapasitesine ulaşmıştır.

Dönemin iktidarları, bu insanları kontrol altında tutabilmek amacıyla medyayı önemli bir araç olarak görmüşlerdir. Çünkü bu dönemin sosyologlarının da iddia ettiği şekilde, kitleler cahil,tehlikeli ve toplumsal huzuru bozmaya müsait gruplar olarak algılanmaktadır. Bu sebeple de bilgilenme, iş dışı zamanda geçirecekleri zamanın da bir şekilde kendi kontrolleri altında olması gerekmektedir.


İlk iletişim çalışmaları da bu toplumsal koşullar yaşanırken yapılmaya başlanmıştır. Bu çalışmalar çoğunlukla yazılı basın ve radyonun kitleler üzerindeki etkisini araştıran,siyaset bilimiyle alakalı araştırmalardır. Kamuoyu oluşturma ve propaganda kavramları dönemin anahtar kelimelerdir.

Toplumsal kontrol ve değişim çalışmaların odak noktasını oluşturur. Kitleler için üretimin ortaya çıkması, bu ürünlerin kitleler tarafından tüketilmesi gerekliliğini de ortaya çıkarmıştır. Reklam ve pazarlama çalışmalarının ilk sonuçları da bu günlerde elde edilmiş, özellikle kitlelerin güdülerini harekete geçiren etkilerin üstünde yoğunlaşılmıştır.

İki dünya savaşı arasındaki dönemde,1930 ve 1940’lı yıllarda toplumsal hareketlerin yoğunlaşması sonucunda ise propaganda çalışmaları ağırlık kazanmıştır. Harold Laswell’in ‘’ Propaganda Tecnique in the World War I ( Birinci Dünya Savaşı’ndaki Propaganda Teknikleri) ‘’ bu alandaki ilk çalışma olmuştur ve öncü olma niteliği taşımaktadır. Laswell’in kuramına göre iletişimin formülü şu şekildedir : ‘’ Kim,kime,hangi kanalla,hangi etki ile,ne söylüyor?’’ İletişim düz,çizgisel bir süreç olarak algılanmış, bütün bu soruların yanıt bulması ve mesajın kişiler üzerinde istenilen etkinin yapması sonucunda,iletişimin başarılı olduğu varsayılmıştır.

Özellikle Nazilerin iktidara gelme sürecinde radyoyu yoğun bir şekilde kullanmaları, bütün bir ulusa kendi ideolojilerine destek vermeye ikna etme becerileri, propagandanın toplumsal kontrol ve bilinç yönetiminde ne kadar önemli olduğunun anlaşılmasını sağlamıştır.


Sihirli mermi kuramı, propagandanın insanlar üstünde kayıtsız şartsız etki ettiği anlayışına dayanır. Burada propagandayı yapan, mesajı gönderenler güçlü durumda; bu mesajı alacak kişiler ise tamamen zayıf ve pasif olarak görülmektedir.  Kitlelerin kendilerini savunmaları mümkün değildir. Okudukları haberler, radyoda duydukları cümleler, tıpkı derinin altına enjekte edilip anında etkisini gösteren iğne gibi, insanların kafalarından içeriye girer ve onların düşüncelerini istenilen şekilde etkiler.  Medya, psikolojik öz yapımıza derinlemesine nüfuz eder. En ufak bir sorunla karşılaşmaksızın bireyleri etkiler. Medyanın mesajlarına yeterli direnci gösterecek eğitimde ve bilinçte olmayan insanlar kendilerine sunulanları fazla sorgulamadan doğru olarak kabul eder, o mesajın gerekliliklerini yerine getirmeye başlar. İşte medya bu kadar güçlü bir araçtır ! Bununla alakalı kısa bir video için :

Bu teorinin en bilindik örneği ise Orson Welles’in Dünyalar Savaşı adlı tiyatro oyununu radyoda,gerçekmiş gibi oynamasıyla halkın kapıldığı panik halidir. Şöyle ki, Dünyalar Savaşı adlı tiyatro oyununda Marslılar dünyaya saldırmaktadır. İnsanların haber dinleme saatinde, Orson Welles’in bir son dakika gelişmesi olarak bu oyunu okuması, Amerika’nın Marslıların istilasına uğradığının söylemesi halkta çok büyük bir paniğe sebep olmuştur. Binlerce kişi arabalarına binip şehri terk etmişlerdir. Bunun hikayesini anlatan kısa bir video için :


Ve bu olayı bir de Orson Welles'in kendisinden dinleyelim.



Bu teoriler günümüzde artık kabul görmese, iletişimin çok yönlü bir süreç olduğu, bu süreçte mesajı gönderen ile alan arasında bir mücadele yaşandığı ve bu mücadelenin sonucunda anlamların oluşturulduğu görüşü ağırlık kazansa da medyanın etkileri konusunda yapılan bu araştırma daha birçok çalışmanın kapısını aralamıştır. Ben de bloğumda bu çalışmaların neler olduklarını sizlere anlatma gayretinde olacağım.

0 yorum:

Yorum Gönder